Kafan bir çöp kutusu değildir.
- Your head is not a trash bin.
Patlayıcılar bir çöp kutusunun içine saklanmıştı.
- The explosives were hidden in a trash bin.
Lütfen çöpünü dışarıdaki çöp kutularına koy.
- Please put your waste in the bins outside.
Patlayıcılar bir çöp kutusunun içine saklanmıştı.
- The explosives were hidden in a trash bin.
Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.
- Throw the egg shells in the organic rubbish bin.
Bizim tekerlekli çöp bidonumuz çalındı.
- Our wheelie bin was stolen.
Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
- I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.
- There are 10 types of people in the world: those who understand binary, and those who don't.
Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.
- Throw the egg shells in the organic rubbish bin.
Geri dönüşüm kutusu nerede?
- Where is your recycle bin?
He put the bank statement in the shoebox marked Bank Statements and binned the rest.
The CC had long since binned the idea of catching the regular shuttle service,.
It had a rubbish-bin look to it.
It was hardly a concession. for he regarded Siberia as his sin bin, a place to take to when a cooling-off period was needed.
I would like to see the sin bin used instead of yellow cards.
We put our wheelie bin out to be emptied every Thursday morning.
I have no more than one thousand yen.
- Bende bin yenden fazla yok.
Will ten thousand yen do?
- On bin yen yeterli mi?
I have no more than one thousand yen.
- Bende bin yenden fazla yok.
This antique clock is worth one thousand dollars.
- Bu antika saat bin dolar değer.
Fifteen thousand million euros must be saved over the course of the next four years.
- Önümüzdeki dört yıl boyunca On beş bin milyon euro tasarruf edilmeli.
The Millennium Development Goals were supposed to be achieved by 2015.
- Bin yılın kalkınma hedeflerine 2015 yılına kadar ulaşılması gerekiyordu.
There are a thousand meters in a kilometer.
- Bir kilometre bin metredir.
Let's get on the bus.
- Hadi otobüse binelim.
We get on and off the bus here.
- Otobüse burada bineriz ve ineriz.
We rode a boat to the island.
- Biz adaya giden tekneye bindik.
Tom rode the roller coaster.
- Tom lunapark hız trenine bindi.
It's been a while since I've ridden a horse.
- Bir ata bindiğimden beri bir süre oldu.
I wish I had ridden my bicycle here.
- Keşke bisikletime burada binseydim.
It can be dangerous for young people to ride motorcycles.
- Motorsiklete binmek gençler için tehlikeli olabilir.
I want to ride a horse.
- Bir ata binmek istiyorum.
He loves to ride on his high horse.
- O yüksek atına binmeyi seviyor.
I like to ride on trains.
- Ben trenlere binmekten hoşlanırım.
When I boarded the train this morning, I ran into an old friend.
- Bu sabah trene bindiğimde eski bir arkadaşa denk geldim.
Tom boarded a train bound for Tokyo.
- Tom Tokyo'ya giden bir trene bindi.
I got on the wrong bus.
- Ben yanlış otobüse bindim.
We got on the bus there.
- Biz otobüse orada bindik.
About sixty men from the tribe quickly arrived riding horses.
- Kabileden yaklaşık altmış adam atlarına binerek çabucak vardılar.
Tom isn't used to riding a motorcycle.
- Tom motorsiklete binmeye alışkın değildir.
He got into his car in a hurry.
- O, aceleyle arabasına bindi.
They got into the boat.
- Onlar tekneye bindiler.
The Millennium Development Goals were supposed to be achieved by 2015.
- Bin yılın kalkınma hedeflerine 2015 yılına kadar ulaşılması gerekiyordu.
A thousand years makes a millennium.
- Bin yıl, bir millenium yapar.
I've already told him this a thousand times.
- Zaten ona bunu bin kere söyledim.
Her house was sold for ten thousand dollars.
- Onun evi on bin dolara satıldı.
Is ten thousand yen enough?
- On bin yen yeterli mi?
It looks like there are now over two thousand Uyghur sentences on Tatoeba!
- Şu anda Tatoeba'da iki binin üzerinde Uygurca cümle var gibi görünüyor.
I paid two thousand yen for the book.
- Kitap için iki bin yen ödedim.
... al-Qaida and bin Laden. ...
... we have gone after Al Qaeda's leadership like never before and Osama bin Laden is dead. ...