Tom found Mary lying unconscious on the kitchen floor.
- Tom Mary'yi mutfak zemininde bilinçsizce yatarken buldu.
He was unconscious most of the time.
- Çoğu zaman bilinçsizdi.
Life is a state of consciousness.
- Hayat bir bilinç halidir.
Consciousness is a precondition of being.
- Bilinç varlığın ön koşuludur.
His rudeness was conscious, not accidental.
- Onun kabalığı tesadüfi değil bilinçliydi.
Tom never regained consciousness.
- Tom asla yeniden bilinç kazanmadı.
Conscience is the knowledge that someone is watching.
- Bilinç birinin izlediği bilgidir.