Türkçe - İngilizce
bilimler teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- science
- Obsolete spelling of scion
- called also natural science, and physical science
- A branch of knowledge or study dealing with a body of facts or truths systematically arranged and showing the operation of general laws
- A particular discipline or branch of learning, especially one dealing with measurable or systematic principles rather than intuition or natural ability
- knowledge made up of an orderly system of facts that have been learned from study, observation, and experiments
- The collective discipline of study or learning acquired through the scientific method; the sum of knowledge gained from such methods and discipline
- Mad Science Network (includes Ask an Expert) See ABC Gateway to Science (The Lab) and Fun Science Gallery - experiments High School Science Classroom - useful resources for Science Teachers from NSTA
- systematically acquired knowledge that is verifiable
- The fact of knowing something; knowledge or understanding of a truth
- The method of inquiry that requires the generation, testing, and acceptance or rejection of hypotheses
- The study of the natural world through observation, identification, description, experimental investigation, and theoretical explanations
- Knowledge; knowledge of principles and causes; ascertained truth of facts
- Any branch or department of systematized knowledge considered as a distinct field of investigation or object of study; as, the science of astronomy, of chemistry, or of mind
- ability to produce solutions in some problem domain; "the skill of a well-trained boxer"; "the sweet science of pugilism"
- (General Terms)
- a method of learning about the physical universe by applying the principles of the scientific method, which includes making empirical observations, proposing hypotheses to explain those observations, and testing those hypotheses in valid and reliable ways; also refers to the organized body of knowledge that results from scientific study
- The arrangement of concepts in their rational connection to exhibit them as an organic, progressive whole See Introduction, Lectures on the History of Philosophy 7
- A science is a particular branch of science such as physics, chemistry, or biology. Physics is the best example of a science which has developed strong, abstract theories
- Science is the study of the nature and behaviour of natural things and the knowledge that we obtain about them. The best discoveries in science are very simple. science and technology
- bilim
- (Hukuk) science
Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
-Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
It's not rocket science.
-O, roket bilimi değil.
- bilimler-arası branşlar
- (Eğitim) interdisciplinary
- biyolojik bilimler
- biosciences
- bilim
- {i} scholarship
- bilim
- letters
- idari bilimler
- administrative sciences
- politik bilimler
- policy sciences
- pozitif bilimler
- positive sciences
- temel bilimler
- (Eğitim,Pisikoloji, Ruhbilim) basic sciences
- temel bilimler
- (Eğitim) liberal arts
- tinsel bilimler
- (Felsefe) moral sciences
- toplumsal bilimler
- fine arts
- ulusal bilimler akademisi
- (Eğitim) national academy of sciences
- beşerî bilimler
- (Bilim, İlim) Humanities
- abstre bilimler
- the pure sciences
- bilim
- science, learning
- bilim
- knowledge
The dissemination of scientific knowledge is essential.
-Bilimsel bilginin dağıtımı önemlidir.
The scientist explained the strange phenomena in the light of recent scientific knowledge.
-Bilimci son bilimsel bilgiler ışığında garip olayları açıkladı.
- bilim
- learning
I have been learning a science.
-Ben bir bilim öğrenmekteyim.
- deneysel bilimler
- applied sciences
- doğal bilimler
- the natural sciences
- edebiyat ve beşeri bilimler
- liberal arts
- elektronik bilimler
- electroscience
- felsefe ve sosyal bilimler
- philosophy and social science
- fiziki bilimler
- physical science
- sağın bilimler
- the exact sciences
- sosyal bilimler
- liberal arts
- sosyal bilimler
- social science, social studies
- toplumsal bilimler
- social sciences
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
bilimler teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- iktisadi ve idari bilimler
- Economics and administrative sciences
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
bilimler teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Bilim
- ilim
- Bilim
- bilgi
- bilim
- Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim: "Benim sizden istediğim Türkçe yardım, bazı eski yazılı bilim ve tarih gibi ciddi eserleri bana okumanızdır."- H. E. Adıvar
- bilim
- Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi
- bilim
- Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci
- sağın bilimler
- Denetlenebilir ölçü ve hesaplara dayanan bilimler; dar anlamda matematik
- sosyal bilimler
- Toplum olaylarını, insanın sosyal ve kültürel faaliyetlerini inceleyen bilimlerin ortak adı
- temel bilimler
- Değişik bilim alanlarının fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi temel bilgilerini içeren bilim dalları
- uygulamalı bilimler
- Uygulamaya ağırlık veren bilim dalları