They announced their engagement to the family.
- Nişanlarını ailelerine bildirdiler.
She announced her intention to retire.
- O, ona emekli olma niyetini bildirdi.
Tom's death notice was in today's paper.
- Tom'un ölüm bildirimi bugünkü gazetedeydi.
Tom was fired without notice.
- Tom bildirimsiz kovuldu.
He notified me that he would start at three.
- Saat üçte başlayacağını bana bildirdi.
Why wasn't Tom notified?
- Neden Tom'a bildirilmedi?
Will you notify me after 3 minutes?
- 3 dakika sonra bana bildirir misin?
They will notify him.
- Onlar ona bildirecek.
Declare your position in a debate.
- Bir tartışmada konumunuzu bildirin.
I have something to declare.
- Bildirecek bir şeyim var.
Do you know how to play mahjong?
- Mahjong oynamayı biliyor musun?
Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
Everybody knew she could speak English well.
- Onun iyi İngilizce konuşabildiğini herkes biliyordu.
Everybody knew that she was being pushy.
- Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.
Tom accused Mary of not knowing how to love or how to accept someone's love.
- Tom Mary'yi sevmeyi ya da birinin aşkını kabul etmeyi bilmemekle suçladı.
We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live.
- Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.
Ken is as tall as Bill.
- Ken Bill kadar uzun boylu.
Ken talks as if he knew everything.
- Ken her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
- Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
His name is known to everyone in this town.
- Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir.
O, bana yeni arabasını gösterdi.
- Hun viste mig sin nye bil.
O, ona arabasını sattı.
- Hun solgte sin bil til ham.
Bu arabayı sana kim sattı?
- Hvem solgte denne bil til dig?