Türkçe - İngilizce
bi̇ri̇nci̇l teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- birincil
- primary
Some states select primary candidates by caucus, while others hold an election.
-Diğerleri bir seçim düzenlerken, bazı devletler parti yönetim kurulu tarafından birincil adaylar seçerler.
Telescopes have a primary and a secondary mirror.
-Teleskopların birincil ve ikincil aynası vardır.
- birincil
- prime
- birincil
- (İnşaat) major
- birincil
- (Dilbilim) immediate
- birincil
- primitive
- birincil
- primary esas
- birincil amaç
- primary purpose
- birincil ambalaj
- (Tıp) immediate packaging
- birincil anahtar
- (Bilgisayar) primary key
- birincil batarya
- primary battery
- birincil dalga
- (Jeoloji) primary wave
- birincil dns
- (Bilgisayar) primary dns
- birincil dosya
- (Bilgisayar) primary file
- birincil hava
- primary air
- birincil işlem
- (Çevre) primary treatment
- birincil kılavuz çizgileri
- (Bilgisayar) major gridlines
- birincil mevzuat
- (Politika, Siyaset) primary legislation
- birincil olarak
- firstly
- birincil olarak
- basically
- birincil renkler
- primary colours
- birincil renkler
- (Bilgisayar) primary colors
- birincil röle
- (Bilgisayar,Elektrik, Elektronik) primary relay
- birincil salım
- (Bilgisayar,Elektrik, Elektronik) primary emission
- birincil sargı
- (Bilgisayar,Elektrik, Elektronik) primary winding
- birincil sunucu
- (Bilgisayar) primary server
- birincil süreç
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary process
- birincil sınama
- (Bilgisayar) alpha test
- birincil üretim
- (Denizbilim,Gıda) primary production
- birincil-dalga
- (Jeoloji) primary wave
- birincil akma
- (Jeoloji) primary creep
- birincil alkol
- primary alcohol
- birincil altbilgi
- (Bilgisayar) primary footer
- birincil amino asitler
- (Gıda) primer amino acids
- birincil anahtar olmasın
- (Bilgisayar) no primary key
- birincil analizler
- primary analysis
- birincil arabellek
- (Bilgisayar) primary buffer
- birincil atalet kuvveti
- primary inertia force
- birincil aygıt
- (Bilgisayar) primary device
- birincil ağ
- (Bilgisayar) primary network
- birincil basamak hekimler
- (Tıp) primary care physicians
- birincil bastırma
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary repression
- birincil basınç ayar valfi
- (Otomotiv) primary regulator valve
- birincil beceriler
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary abilities
- birincil belirtiler
- (Tıp) primary symptoms
- birincil bellek
- primary storage
- birincil bellek bölümü
- (Bilgisayar) primary partition
- birincil besin kaynağı
- (Denizbilim) primary food source
- birincil bileşik sözcük
- (Dilbilim) solid compound
- birincil biliş
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary cognition
- birincil boya
- primary stain
- birincil böbrek
- (Hayvan Bilim, Zooloji) pronephros
- birincil bölge
- (Bilgisayar) primary zone
- birincil bütünleşme
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary integration
- birincil cinsiyet özellikleri
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary sex characteristics
- birincil civatalama
- primary bolt
- birincil dejeneratif bunama
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary degenerative dementia
- birincil delme
- (Madencilik) primary drilling
- birincil değerlendirme
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary appraisal
- birincil dikleşme bozukluğu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary erectile dysfunction
- birincil dos bellek bölümü
- (Bilgisayar) primary dos partition
- birincil durultucu
- primary clarifier
- birincil duygu hücresi
- (Hayvan Bilim, Zooloji) primary sensorial cell
- birincil duygular
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary emotions
- birincil duyu korteksi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary sensory cortex
- birincil döngüsel tepki
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary circular reaction
- birincil düşünce bozukluğu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary thought disorder
- birincil eklemleme
- (Dilbilim) first articulation
- birincil eksen
- (Bilgisayar) primary axis
- birincil empati
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary empathy
- birincil epilepsi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary epilepsy
- birincil erkek
- (Denizbilim) primary male
- birincil evren ışınları
- (Astronomi) primary cosmic rays
- birincil faks
- (Bilgisayar) primary fax
- birincil farmakodinamik
- (Tıp) primary pharmacodynamic
- birincil faz
- primary phase
- birincil ferrit
- primary ferrite
- birincil fisyon verimi
- primary fission yield
- birincil gelir dağılımı
- primary income distribution
- birincil gerilim
- (Elektrik, Elektronik) primary voltage
- birincil gerilme
- (Jeoloji) primary stress
- birincil grafitlenme
- primary graphitization
- birincil grup
- (Bilgisayar,Teknik) primary group
- birincil görme korteksi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary visual cortex
- birincil görüntü
- (Bilgisayar) primary display
- birincil gözeneklilik
- (Jeoloji) primary porosity
- birincil göç
- (Jeoloji) primary migration
- birincil güdüler
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary motives
- birincil güç
- prime power
- birincil haklar
- (Politika, Siyaset) primary rights
- birincil hava kirleticiler
- (Çevre) primary air pollutants
- birincil hava kirleticisi
- (Jeoloji) primary air pollutant
- birincil ihtiyaçlar
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary needs
- birincil istek
- (Ticaret) primary want
- birincil itki
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary drive
- birincil iyelik
- (Dilbilim) first possessive
- birincil işitme korteksi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary auditory cortex
- birincil kalibrasyon
- routine calibration
- birincil kap
- (Bilgisayar) primary container
- birincil kazanç
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary gain
- birincil kirleticiler
- (Denizbilim) primary pollutants
- birincil kirleticiler
- (Meteoroloji) primary pollutant
- birincil kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary personality
- birincil korteks
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary cortex
- birincil koruyucu ekran
- primary protective barrier
- birincil kurucu
- (Dilbilim) immediate constituent
- birincil kuruluş
- primary agency
- birincil kuruntular
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary delusions
- birincil laboratuvar
- (Ticaret) primary laboratory
- birincil mazoşizm
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary masochism
- birincil meme
- primer nozzle
- birincil metabolit
- primary metabolite
- birincil mineral
- (Jeoloji) primary mineral
- birincil narsizm
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary narcissism
- birincil nesne
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary object
- birincil nitelik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary quality
- birincil orgazm bozukluğu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary orgasmic dysfunction
- birincil ostenit
- primary austenite
- birincil parti örgütlenmesi
- (Politika, Siyaset) primary party organization
- birincil pekiştirme
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary reinforcement
- birincil pil
- primary cell
- birincil piyasa işlemleri
- (Ticaret) primary market operations
- birincil porozite
- (Jeoloji) primary porosity
- birincil rahatsızlık
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary disorder
- birincil referans malzeme
- (Ticaret) primary reference material
- birincil referans yakıt
- primary reference fuel
- birincil renk uyartıları
- (Aydınlatma) reference colour stimuli
- birincil sadizm
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primal sadism
- birincil sapma
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary deviance
- birincil sektör
- (Ticaret) primary sector
- birincil sementit
- primary cementite
- birincil semptomlar
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary symptoms
- birincil sermaye benzeri borç
- (Ticaret) primary subordinated debt
- birincil sirkülasyon
- (Meteoroloji) primary circulation
- birincil sistem
- primary system
- birincil sosyopat
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary sociopath
- birincil soğutma devresi
- primary coolant circuit
- birincil soğutucu
- primary coolant
- birincil standart
- (Bilgisayar,Teknik,Ticaret) primary standard
- birincil stop
- primary stope
- birincil süreç düşünme
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary process thinking
- birincil süspansiyon
- primary suspension
- birincil sıfat
- (Dilbilim) inordinated adjective
- birincil tatlısu balıkları
- (Denizbilim) primary freshwater fishes
- birincil telefon
- (Bilgisayar) primary phone
- birincil travma
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primal trauma
- birincil tüketici
- (Denizbilim) primary consumer
- birincil tüketici
- (Denizbilim) first-level consumer
- birincil verimlilik
- (Biyoloji) primary productivity
- birincil vurgu
- (Dilbilim) primary accent
- birincil vurgu
- (Dilbilim) heavy stress
- birincil wıns
- (Bilgisayar) primary wins
- birincil ya da primer
- primal
- birincil yayın alanı
- primary service area
- birincil yayın alanı radyo
- (Bilgisayar) primary service area
- birincil yaşlanma
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary aging
- birincil yöntem
- (Ticaret) primary method
- birincil çekim
- (Tekstil) primary exhaustion
- birincil çince
- (Bilgisayar) primary chinese
- birincil çıkar sahipleri
- (Ticaret) primary stakeholders
- birincil özdeşim
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary identification
- birincil özseverlik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) primary narcissism
- birincil üstbilgi
- (Bilgisayar) primary header
- birincil ısıtma
- primary heating
- birincil ışık kaynağı
- (Aydınlatma) primary light source
- birincil ışınım
- primary radiation
- birincil
- proto-
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
bi̇ri̇nci̇l teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- (Hukuk) Aslı
- birincil
- Sırada, önemde ilk yeri alan
- birincil
- Temel olarak alınan, ana, temel, esas, asli
- birincil
- Sırada, önemde ilk yeri alan, ana, temel, esas
- birincil grup
- İçten, samimî, yüz yüze ilişkilere dayanan iki veya daha çok insandan meydana gelen topluluk
- Birincil
- asli
İlgili Terimler
bi̇ri̇nci̇l
Heceleme
bi̇·ri̇n·ci̇lResimler
Geçmiş
Favoriler