bi̇raz teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- alittle
- biraz
- some
Put some salt on your meat.
- Etinin üzerine biraz tuz koy.
My mother bought some apples at a fruit store.
- Annem, bir meyve mağazasından biraz elma aldı.
- biraz
- a little
I am learning a little English.
- Ben biraz İngilizce öğreniyorum.
Could you please speak a little bit more slowly?
- Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- biraz
- bit
You should relax a bit.
- Biraz sakinleşmelisin.
Could you move the chair a bit?
- Sandalyeyi biraz oynatabilir misiniz?
- biraz
- any
Tom could think of no reason why he should give Mary any money.
- Tom Mary'ye niçin biraz para vermesi gerektiğine dair hiçbir neden düşünemiyordu.
Would you like any dessert?
- Biraz tatlı ister misiniz?
- biraz
- some; tolerable
- biraz
- a bit
You should relax a bit.
- Biraz sakinleşmelisin.
It's a bit strange to me.
- O bana biraz garip geldi.
- biraz
- something of
He is something of an expert on oriental art.
- O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.
You're something of a troublemaker, aren't you?
- Sen biraz baş belasısın, değil mi?
- biraz
- a shade
The weather is a shade better today.
- Hava bugün biraz daha iyi.
He is a shade better today.
- O bugün biraz daha iyi.
- biraz
- to a degree
- biraz
- a smal amount
- biraz
- a trifle
- biraz
- a spot of
Do you want a spot of coffee?
- Biraz kahve ister misiniz?
- biraz
- a small number of
- biraz
- a little, some, a bit; slightly; awhile
- biraz
- awhile
John, you've been working too hard. Have a seat and rest awhile.
- John, çok çalışıyorsun. Otur ve biraz dinlen.
- biraz
- a little, some
- biraz
- somewhat
Tom was somewhat doubtful.
- Tom biraz şüpheliydi.
He was somewhat disappointed to hear the news.
- Haberi duyduğunda biraz hayal kırıklığına uğradı.
- biraz
- not least
- biraz
- modicum
- biraz daha
- additional
- biraz önce
- just now
- biraz önce
- a little while ago
I just started using this site a little while ago.
- Bu siteyi biraz önce kullanmaya başladım.
- biraz daha
- More
I'd like some more coffee.
- Ben biraz daha kahve istiyorum.
Add a little more pepper.
- Biraz daha biber ekle.
- biraz açmak
- half-open
- biraz daha
- any more
We don't need any more volunteers, but we could use some more money.
- Bizim daha fazla gönüllüye ihtiyacımız yok ama biz biraz daha fazla para kullanabiliriz.
If I eat any more, I'll be sick.
- Biraz daha yersem, hasta olacağım.
- biraz daha beklemek
- (Dilbilim) allow for
- biraz daha fazla
- a bit more
- biraz daha sabretmek
- (Dilbilim) allow for
- biraz evvel
- not long ago
- biraz evvel
- of late
- biraz geç
- a little bit late
- biraz içeri
- (Bilgisayar) in slightly
- biraz soluklanabilmek
- (deyim) catch one's breath
- biraz soluklanmak
- (deyim) catch one's breath
- biraz sonra
- after a while
After a while, the children settled down.
- Biraz sonra çocuklar sakinleşti.
- biraz sonra
- dra
- biraz uydurmak
- fudge
- biraz önce
- just
Forget what I have just told you.
- Biraz önce sana söylediklerimi unut.
Forget what I have just told you.
- Biraz önce sana söylediğimi unut.
- biraz da
- some
- biraz şişman
- little fat
- biraz alışveriş yapmak
- make some shopping
- biraz bekle
- wait a little
- biraz biber alabilir miyim
- May I have some pepper
- biraz bilmek
- know some
- biraz bozuk para da verebilir misiniz
- Could you include some small change too
- biraz bundan rica ediyorum
- I'd like some of this
- biraz daha fıstık alabilir miyim
- Can I have more nuts
- biraz daha lütfen
- a little more please
- biraz daha yüksek (ses)
- a little bit louder
- biraz dilenmek
- respire
- biraz dişini sık
- grin and bear it!
- biraz dışarı
- (Bilgisayar) out slightly
- biraz ekmek alabilir miyim
- May I have some bread
- biraz erkek ol
- man up
- biraz fazla
- it's a bit much
- biraz geç
- latish
- biraz geç (zaman vb)
- latish
- biraz hardal alabilir miyim
- May I have some mustard
- biraz hasta
- a little bit ill
- biraz hiciv niteliğinde
- semisatirical
- biraz ilgi göstermek
- give some thought to
- biraz ilgi göstermek
- have some thought to
- biraz komik
- it’s a bit rich
- biraz kuru
- semiarid
- biraz köylü
- semirural
- biraz limon alabilir miyim
- May I have some lemon
- biraz meşgulüm
- i am a little busy
- biraz ondan rica ediyorum
- I'd like some of that
- biraz para yatırmak istiyorum
- I'd like to deposit some money
- biraz para çekmek istiyorum
- I'd like to withdraw some money
- biraz puro rica ediyorum
- I would like some cigars
- biraz renk katabilir misiniz
- Could you add some color
- biraz sarhoş oldum
- I'm feeling a little drunk
- biraz sarkmış
- saggier
- biraz sirke alabilir miyim
- May I have some vinegar
- biraz sonra
- a little later, soon
- biraz sonra
- soon
Soon after, Tom met a young woman named Mary. They married and decided to start a family.
- Biraz sonra, Tom, Mary adındaki genç bir kadınla tanıştı. Onlar aile kurmaya karar verdiler ve evlendiler.
The airplane soon went out of sight.
- Uçak biraz sonra görüş mesafesinden çıktı.
- biraz sos alabilir miyim
- May I have some dressing
- biraz su
- a drink of water
- biraz tadabilir miyim
- May I taste a little
- biraz tatlandırıcı alabilir miyim
- May I have some sweetener
- biraz tereyağı alabilir miyim
- May I have some butter
- biraz tuz alabilir miyim
- May I have some salt
- biraz tütün rica ediyorum
- I would like some tobacco
- biraz uyumak
- get some sleep
- biraz uzakta
- a little way off
- biraz yağ alabilir miyim
- May I have some oil
- biraz önce
- shortly before
- biraz ıngiliz kültürü olan yerli
- baboo
- biraz şeker alabilir miyim
- May I have some sugar
- biraz
- something
It's something a bit different and the people I was hanging around with wore them.
- Bu biraz farklı bir şeydi ve beraber takıldığım insanlar bunlardan takıyordu.
He is something of an expert on oriental art.
- O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.
- biraz
- mild
Tom seems mildly interested.
- Tom biraz ilgili görünüyor.
Tom only looks mildly interested.
- Tom sadece biraz ilgili görünüyor.
- biraz
- slightly
Tom is slightly under the weather today.
- Tom, bugün biraz keyfsiz.
My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf.
- Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.
- biraz
- a little bit
I was a little bit disappointed.
- Biraz hayal kırıklığına uğradım.
You'd be able to do the puzzle if only you had a little bit more patience.
- Biraz daha sabırlı olsaydın, bulmacayı yapabilecektin.
- biraz
- mildly
Tom seems mildly interested.
- Tom biraz ilgili görünüyor.
Tom only looks mildly interested.
- Tom sadece biraz ilgili görünüyor.
- biraz
- moderately
- bana biraz zaman ver
- give me some time
- biraz
- of something
- arkamı biraz daha kısaltır mısınız
- Can you cut a little more off the back
- başka biraz düzgün yer var mı
- Do you have a more level spot
- biraz
- {s} tolerable
- bu güzel ama biraz pahalı
- It's good but it's a little expensive
- bunu biraz da bekliyordum
- i kind of expected it
- bunu biraz pahalı buluyorum
- I find it a little expensive
- buradan biraz daha kesin lütfen
- cut a bit more off here please
- diye biraz korktum
- i was half afraid that
- ensemi biraz daha kısaltır mısınız
- Can you cut a little more off the neck
- lütfen biraz daha yavaş konuşun
- Please speak more slowly
- lütfen biraz sıcak su getirin
- Please bring me some hot water
- neşelenin biraz
- cheer up!
- radyatöre biraz su ekler misiniz
- Would you please add some water to the radiator
- tamirat biraz zaman alır
- The repairs will take some time
- tepemi biraz daha kısaltır mısınız
- Can you cut a little more off the top
- yanları biraz daha kısaltır mısınız
- Can you cut a little more off the sides
- önümü biraz daha kısaltır mısınız
- Can you cut a little more off the front