Do you hate misshapen vegetables?
- Biçimsiz sebzelerden nefret eder misin?
Where did you find such an ugly hat?
- Böyle biçimsiz bir şapkayı nereden buldun?
That's an ugly building, in my opinion.
- Bana göre, o, biçimsiz bir bina.
To love and to be loved, these are the biggest forms of happiness.
- Sevmek ve sevilmek, bunlar mutluluğun büyük biçimleridir.
I'll try to change the file format then.
- Öyleyse ben de dosya biçimini değiştirmeyi deneyeceğim.
The cloud was in the shape of a bear.
- Bulut, ayı biçimindeydi.
The shape of a box is usually square.
- Bir kutunun biçimi genellikle karedir.
The style of that house is similar to mine.
- O evin biçimi benimkine benzer.
Art is the most intense mode of individualism that the world has known.
- Sanat dünyanın bildiği bireyciliğin en yoğun biçimidir.
That is a modern form of superstition.
- Bu, hurafenin modern bir biçimidir.
They formed themselves into a circle.
- Kendilerini bir daire halinde biçimlendirdiler.
I'll try to change the file format then.
- Öyleyse ben de dosya biçimini değiştirmeyi deneyeceğim.
What format should I use?
- Hangi biçimi kullanmalıyım?
I didn't make this decision lightly.
- Ben bu kararı kolay bir biçimde vermedim.
Kim is dressed in a very attractive manner.
- Kim çok çekici bir biçimde giyinmiş.
Phone robbery thwarted in unusual manner.
- Telefon soygunu olağanüstü bir biçimde engellendi.
I forgot to wear my hat and my face got badly sunburned.
- Şapkamı giymeyi unuttum ve yüzüm kötü biçimde güneşten yandı.
Tom's face is badly bruised.
- Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük.
Bu diskete format atmamalısın.
- Bu disketi biçimlendirmemelisin.