I own a white and black dog.
- Siyah beyaz bir köpeğim var.
She has a cat. This cat is white.
- Onun bir kedisi var. Bu kedi beyazdır.
Her dress is blue with white spots.
- Onun kıyafeti mavi ile beyaz benekli.
Tom's dog has black and white spots.
- Tom'un köpeğinin siyah ve beyaz lekeleri var.
My grandfather has snowy white hair.
- Büyükbabamın kar beyazı saçı var.
Plain white paper will do.
- Sadece beyaz kağıt yeterli.
The argument presented in Doyle's study was first published as a white paper on drug-related crimes.
- Uyuşturucu ile ilgili suçlar konusunda Doyle'nin çalışmasında sunulan argüman bir beyaz kağıt olarak ilk kez yayımlandı.
I would like some white bread.
- Ben biraz beyaz ekmek istiyorum.
At that time, white bread and meat were considered a luxury.
- O zamanlar beyaz ekmek ve et, lüks olarak kabul edilirdi.
Do you prefer white meat or red meat?
- Beyaz et mi yoksa kırmızı et mi tercih ediyorsun?
Tom eats nothing but white meat.
- Tom beyaz etten başka bir şey yemiyor.
Termites are sometimes called white ants.
- Termitlere bazen beyaz karıncalar denir.
Ants, termites and bees are social animals.
- Karıncalar, beyaz karıncalar ve arılar sosyal hayvanlardır.