bewteen two, equally distant

listen to the pronunciation of bewteen two, equally distant
İngilizce - Türkçe

bewteen two, equally distant teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

middle
{i} orta

Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır. - This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.

Dersin ortasında konuşma. - Don't speak in the middle of a lesson.

middle
ortanca

Sen de ortancasın, değil mi? - You're a middle child, too, aren't you?

Ben üç çocuktan ortanca olanım. - I'm the middle child of three.

mid
önek orta
mid
{s} ortadaki
mid
ortabparçaal
mid
ortasındaki

Polis Tom'u alınının ortasındaki bir kurşun deliğiyle yerde yatarken buldu. - The police found Tom lying on the floor with a bullet hole in the middle of his forehead.

Bir kasırganın ortasındaki bir kulübe gibi güvenilirsin. - You're reliable like a shack in the middle of a hurricane.

mid
{s} orta

20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır. - Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.

Dersin ortasında konuşma. - Don't speak in the middle of a lesson.

mid
arasında

Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur. - There is no middle ground between these two options.

Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir. - The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.

mid
pref. orta
mid
ortasında

Dersin ortasında konuşma. - Don't speak in the middle of a lesson.

Konuşmasının ortasında bayıldı. - He fainted in the midst of his speech.

middle
{s} ortadaki, aradaki
middle
Middle Kingdom eski bir Mısır krallığı M
middle
(sıfat) orta, ortadaki, aradaki
middle
Middle East Orta Doğu
middle
Middle Ages ortaçağ
middle
{s} orta, vasat
middle
middle age orta yaş
İngilizce - İngilizce
{a} middle
{a} mid
{a} midst
bewteen two, equally distant