bewteen two, equally distant

listen to the pronunciation of bewteen two, equally distant
İngilizce - Türkçe

bewteen two, equally distant teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

middle
{i} orta

Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı. - The tiger laid in the middle of the cage.

En uzun parmak orta parmaktır. - The middle finger is the longest.

middle
ortanca

Sen de ortancasın, değil mi? - You're a middle child, too, aren't you?

Ben üç çocuktan ortanca olanım. - I'm the middle child of three.

mid
önek orta
mid
{s} ortadaki
mid
ortabparçaal
mid
ortasındaki

Sahanın ortasındaki o küçük höyük nedir? - What is that little mound in the middle of the field?

Polis Tom'u alınının ortasındaki bir kurşun deliğiyle yerde yatarken buldu. - The police found Tom lying on the floor with a bullet hole in the middle of his forehead.

mid
{s} orta

O yer hiçbir yerin ortasında değildir. - That place is in the middle of nowhere.

En uzun parmak orta parmaktır. - The middle finger is the longest.

mid
arasında

Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir. - The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.

Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur. - There is no middle ground between these two options.

mid
pref. orta
mid
ortasında

O yer hiçbir yerin ortasında değildir. - That place is in the middle of nowhere.

Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?! - This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!

middle
{s} ortadaki, aradaki
middle
Middle Kingdom eski bir Mısır krallığı M
middle
(sıfat) orta, ortadaki, aradaki
middle
Middle East Orta Doğu
middle
Middle Ages ortaçağ
middle
{s} orta, vasat
middle
middle age orta yaş
İngilizce - İngilizce
{a} middle
{a} mid
{a} midst
bewteen two, equally distant