Endişeli görünüyorsun.
- You look apprehensive.
Tom endişeli görünüyor.
- Tom looks apprehensive.
Korkan tek kişi sen değilsin.
- You're not the only one who's afraid.
Hata yapmaktan korkan kişiler İngilizce konuşmada gelişme kaydedemez.
- People who are afraid of making mistakes will make no progress in English conversation.
O, korkmuş gibi davrandı.
- He behaved like he was afraid.
O korkmuş hissetmeye başladı.
- He began to feel afraid.
Korkarım yanlış bir numara çevirdiniz.
- I'm afraid you have dialed a wrong number.
Nancy köpeklerden korkar.
- Nancy is afraid of dogs.
Tom is anxious about his future.
- Tom ist besorgt über seine Zukunft.
She was anxious about her children's health.
- Sie war um die Gesundheit ihrer Kinder besorgt.