besinnlich teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- thoughtful
- düşünceli
Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli.
- Oh, thanks! How thoughtful.
Tom'un yüzünde düşünceli bir bakış vardı.
- Tom had a thoughtful look on his face.
- ruminant
- {s} düşünceli
- ruminant
- geviş getiren hayvan
Geviş getiren hayvanlar bir memeli türüdür.
- Ruminants are a group of mammals.
Ren geyikleri otçul ve geviş getiren hayvanlardır.
- Reindeer are herbivores and ruminants.
- ruminant
- geviş getiren
Geviş getiren hayvanlar bir memeli türüdür.
- Ruminants are a group of mammals.
Ren geyikleri otçul ve geviş getiren hayvanlardır.
- Reindeer are herbivores and ruminants.
- thoughtful
- nazik
O, nazik ve düşünceli bir adamdır.
- He's a kind and thoughtful man.
Sözümü bana hatırlattığınız için çok naziksiniz.
- It is thoughtful of you to remind me of my promise.
- ruminant
- gevişgetirenlere özgü
- ruminant
- {s} dalıp gitmiş
- ruminant
- (isim) geviş getiren hayvan
- ruminant
- {s} dalgın
- ruminant
- (Tıp) Geviş getiren havyan (bunların midesi dört bölümden müteşekkildir: Rumen, Retioulum, omasum ve abomasum)
- ruminant
- {s} gevişgetiren
- ruminant
- {i} gevişgetiren hayvan
- thoughtful
- {s} özenli
Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
- Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
- thoughtful
- {s} düşünceli, anlayışlı, başkalarını düşünen, nazik
- thoughtful
- {s} dikkatli
Güvenliğiniz hakkında daha dikkatli olmalısın.
- You should be more thoughtful of your safety.
- thoughtful
- saygılı
Tom saygılı bir biçimde gülümsedi.
- Tom smiled thoughtfully.
- thoughtful
- thoughtfulnessdüşüncelilik
- thoughtful
- incelikle
