Masanın yanındaki ne?
- What's beside the desk?
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Gitmek istemiyorum ve ayrıca çok geç.
- I don't want to go, and besides it's too late.
Ayrıca, bu gerçekten ilginç bir sorundur.
- Besides, it's a really interesting problem.
Tom ve Mary'nin dışında odada hiç kimse yoktu.
- There was no one in the room besides Tom and Mary.
Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil.
- It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.
Herkes onun yanına oturmak istiyor.
- Everybody wants to sit beside her.
Mary dolaptan ütü masasını çıkardı ve onu açtı, pencerenin yanına yerleştirdi.
- Mary pulled the ironing board out of the closet and unfolded it, setting it up beside the window.
Arkadaşlarının dışında kimse geliyor mu?
- Is anyone coming besides your friends?
Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu.
- There was no one in the room besides Mary and John.
Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.
- Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.
Bunun yanı sıra, nasıl dans edilir bilmiyorum.
- Besides that, I don't know how to dance.
Bunun yanında işşizlik artıyor.
- Besides that, unemployment is increasing.
Şimdi çok geç oldu. Üstelik, yağmur yağmaya başlıyor.
- It's too late now. Besides, it's starting to rain.
Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.
- Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.
Orada benden başka kimse yoktu.
- There was no one there besides me.
Tom'un dışında başka biri var mıydı?
- Was there anybody else besides Tom?
I don't want to go anywhere besides India.
... DAVID DRUMMOND: Besides watching it. ...
... performing and you're in between gigs besides writing songs like you do. So I guess the ...