For God's sake, get me out of here!
- Allah aşkına beni buradan çıkarın.
Don't get me wrong, Tom.
- Beni yanlış anlama, Tom.
partiye bendi de götürün.
I can't bring myself to trust his story.
- Ben onun hikayesine inanamıyorum.
I can only speak for myself.
- Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.
My dog is almost half the size of yours.
- Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
Put yourself in my position.
- Kendini benim yerime koy.
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
Thomas thinks he's the center of the world. He's very egocentric.
- Thomas kendisini dünyanın merkezi zannediyor. O, çok ben merkezci.
Tom has a mole under his left eye.
- Tom'un sol gözünün altında bir beni var.
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.