benevolent, giving, unselfish; abundant, plentiful, ample

listen to the pronunciation of benevolent, giving, unselfish; abundant, plentiful, ample
İngilizce - Türkçe

benevolent, giving, unselfish; abundant, plentiful, ample teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

generous
{s} eli açık

Tom son derece eli açık. - Tom is extremely generous.

generous
cömert

O yoksul olduğu gibi cömerttir. - Poor as he is, he is generous.

Cömert davet için teşekkür ederiz fakat misafirliğin tadını kaçırmak istemiyoruz. - Thank you for the generous invitation but we don't want to wear out our welcome.

generous
{s} bol

O, tanıdığım en eli bol insanlardan biridir. - She is one of the most generous people I know.

Bu restoranda porsiyonlar boldur. - The portions at this restaurant are generous.

generous
generousnesscömertlik
generous
çarpan generouslycömertçe
generous
{s} zengin

Zengin doğasında oynamamalısın. - You should not play on his generous nature.

generous
{s} yüce gönüllü
generous
{s} verimli
generous
mürüvvetli
generous
selek
generous
ağalık etmek
generous
vergili
generous
eli bol

Tom eli bol ve naziktir. - Tom is generous and kind.

O, tanıdığım en eli bol insanlardan biridir. - She is one of the most generous people I know.

generous
eliaçık
generous
{s} bereketli
İngilizce - İngilizce
{s} generous
benevolent, giving, unselfish; abundant, plentiful, ample