Gerçekten güzel bir tadı var.
- This sure tastes good!
Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
- I am surprised that she refused such a good offer.
İyi akşamlar, nasılsın?
- Good evening, how are you?
Doktor olarak iyi değil.
- He is no good as a doctor.
Tek yararlı bilgi iyi olanı nasıl arayacağımızı ve kötü olandan nasıl kaçınacağımızı öğretendir.
- The only useful knowledge is that which teaches us how to seek what is good and avoid what is evil.
Balık yemek sağlığın için yararlıdır.
- Eating fish is good for your health.
O, birkaç yıldır sağlıklı değil.
- He has not been in good health for some years.
Tom sağlıklı gibi görünüyor.
- Tom seems to be in good health.
Birey, devletin menfaati için mevcut değildir.
- The individual does not exist for the good of the State.
Tom, acentenin menfaatı icabı işi bırakmalıdır.
- Tom should quit for the good of the agency.
Onun Mahjong'da çok iyi olduğunu duydum.
- I hear he is good at mahjong.
Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.
- I haven't a very good dictionary.
Arabamı satarak iyi bir kazanç elde ettim.
- I made a good profit by selling my car.
Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti.
- To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.
- It's good for your health to get up early in the morning.
Tom ve Mary birbirlerine karşı iyiler.
- Tom and Mary are good for each other.
En iyiler çoğunlukla iyilerin düşmanıdır.
- The best is often the enemy of the good.
O iyi bir yaşam sağlamaktadır.
- She makes a good living.
Endişelenme. Eminim, Tom'un henüz burada olmamasının sağlam bir nedeni var.
- Don't worry. I'm sure there's a good reason why Tom isn't here yet.
Kötülüğe karşı iyilik yap.
- Render good for evil.
Şu iyilik timsali tiplere dayanamam.
- I can't stand those goody-goody types.
Tom'un köpeği oldukça iyi bir yüzücü.
- Tom's dog is a pretty good swimmer.
Tom yemek pişirmede oldukça iyidir.
- Tom is quite good at cooking.
Peki iyi haber nedir?
- So what's the good news?
Bugün Pekin'de hava çok iyi.
- The air is very good in Beijing today.