I think it won't rain tomorrow.
- Bence yarın yağmur yağmayacak.
I think Tom and Mary are too young to get married.
- Bence Tom ve Mary evlenmek için çok genç.
In my opinion, Twitter is a waste of time.
- Bence Twitter bir zaman kaybıdır.
In my opinion, it's quite unsuitable.
- Bence, o oldukça uygunsuz.
As I see it, that is the best way.
- Bence, o en iyi yoldur.
As for me, I won't be able to attend today's meeting.
- Bence, bugünkü toplantıya katılamayacağım.
As for me, I'm a rather simple person.
- Bence, ben oldukça basit bir insanım.
I bought this book for myself, not for my wife.
- Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.
I can only speak for myself.
- Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
My dog is almost half the size of yours.
- Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
Tom is young, rich, spoiled and egocentric.
- Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
Tom has a mole under his left eye.
- Tom'un sol gözünün altında bir beni var.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.