partiye bendi de götürün.
I can't bring myself to trust his story.
- Ben onun hikayesine inanamıyorum.
For myself, I would like to take part in the game.
- Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
My dog is almost half the size of yours.
- Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
My brother-in-law is really egotistical.
- Eniştem gerçekten bencil.
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
Don't get me wrong, Tom.
- Beni yanlış anlama, Tom.
Please don't get me wrong.
- Lütfen beni yanlış anlamayın.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.