Anahtarı paspasın altında buldum.
- I found the key underneath the mat.
Tom anahtarını divanın altında buldu.
- Tom found his key underneath the sofa.
Altına bizim sınıftaki öğrencilerin adlarını yazdık.
- Underneath we wrote the names of the students in our class.
Tom masanın altına baktı.
- Tom looked underneath the table.
Altına bizim sınıftaki öğrencilerin adlarını yazdık.
- Underneath we wrote the names of the students in our class.
Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
- The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.