In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
- Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
Maybe you'll come back to me?
- Belki bana geri döneceksin?
Hunger is perhaps the strongest of all human drives.
- Açlık insan güdülerinin belkide en güçlüsüdür.
Perhaps it will rain in the afternoon.
- Belki öğleden sonra yağmur yağacak.
Maybe Tom didn't see us.
- Belki de Tom bizi anlamadı.
Maybe you are working too hard.
- Belki de çok çalışıyorsunuz.
I can't possibly make lunch.
- Belki öğle yemeği yapamam.
I cannot possibly help you.
- Ben belki size yardımcı olamam.
I'm probably hungrier than you are.
- Ben belki de senden daha açım.
You should probably tell Tom you don't want to do that.
- Belki de Tom'a bunu yapmak istemediğini söylemen gerekir.