belirtme

listen to the pronunciation of belirtme
Türkçe - İngilizce
specification
showing
evidencing
highlighting
evincing
pointing out
emphasising
embodying
(Dilbilim) assertion
indicating
emphasizing
(Bilgisayar) callout
indication
clear revelation, clearly revealing
diagnosis
denotation
determination
definition
ventilation
designation
clarification
{i} stating
accentuation
{i} specifying
belirtmek
{f} specify
belirtmek
{f} remark
belirtme durumu
(Dilbilim) accusative case
belirtme durumu
the accusative case
belirtme durumu
(Dilbilim) accusative
belirtme sıfatı
(Dilbilim) determinative adjective
belirtme çizgileri
(Bilgisayar) callouts
belirtme çizgisi
(Bilgisayar) callout
belirtme durumu
objective case
belirtme durumu
the accusative case, the accusative
belirtme grubu
noun phrase
belirtme grubu
(Dilbilim) qualified noun phrase
belirtme katsayısı
coefficient of determination
belirtme sıfatları
(Dilbilim) the attributives
belirtme sıfatı
demonstrative adjective; numeral adjective; interrogative adjective
belirtme sıfatı
determinative
belirtme çizgisi biçimlendir
(Bilgisayar) format callout
belirtme çizgisi seçenekleri
(Bilgisayar) callout options
beğenmediğini belirtme
hiss
belirtmek
{f} feature
belirtmek
denote
belirtmek
sign
belirtmek
point out

I beg to point out that your calculation is wrong. - Hesabının yanlış olduğunu belirtmek istiyorum.

I'd just like to point out a few potential problems. - Sadece birkaç potansiyel sorunu belirtmek istiyorum.

belirtmek
explain
belirtmek
{f} represent
belirtmek
quote
belirtmek
define
belirtmek
enumerate
belirtmek
name
belirtmek
breathe
belirtmek
{f} emit
belir
(Bilgisayar) appear

A look of contentment appeared on his face. - Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.

A silhouette of a girl appeared on the curtain. - Perdede bir kızın silueti belirdi.

belir
appearing
belirtmek
unfold
belirtmek
to indicate, to state, to denote, to express, to remark, to frame, to signify, to designate, to mark
belirtmek
express
belirtmek
bring
belirtmek
spell
belirtmek
evince
belirtmek
mark
belirtmek
stipulate
belirtmek
imply
belirtmek
speak
belirtmek
determine
belirtmek
expound
belirtmek
suggest
belirtmek
note
belirtmek
assert
belirtmek
emphasize
belirtmek
identify
belirtmek
reflect
belirtmek
denominate
belirtmek
(Denizbilim) determing
belir
spring up
belirtmek
predicate
belirtmek
opine
belirtmek
play up
belirtmek
stress
belirtmek
indicate
belirtmek
underline
belirtmek
frame
belirtmek
register
belirtmek
tinge
belirtmek
brought out
belirtmek
{f} evidence
belirtmek
set out
belirtmek
designate
belirtmek
betray
belirtmek
state

It's not an exaggeration to state that he is a genius. - Onun bir dahi olduğunu belirtmek abartı değildir.

ayrıntılarıyla belirtme
specification
belirtmek
to show (something) clearly, reveal (something) clearly (used in a concrete sense)
belirtmek
ventilate
belirtmek
manifest
belirtmek
purport
belirtmek
import
belirtmek
exude
belirtmek
embody
belirtmek
show
belirtmek
to make (something) clear, clarify, make (something) explicit, explain (something) clearly, show (something) clearly
belirtmek
signify
belirtmek
deliver oneself
belirtmek
couch
belirtmek
placer
bulut belirtme çizgisi
(Bilgisayar) cloud callout
fikir belirtme
representation
oval belirtme çizgisi
(Bilgisayar) oval callout
sayılarla belirtme
numeration
sembol ile belirtme
embleming
yer belirtme hali
locative case
yer belirtme hali
locative
yön belirtme
(Dilbilim) ablatival
Türkçe - Türkçe
Belirli kılma, görüş bildirme, tasrih: "Gördüğüm aksaklıklar varsa belirtmemi istediler."- H. Taner
Belirli kılma, görüş bildirme, tasrih
(Hukuk) TEBARÜZ ETTİRME
belirtme durumu
Yüklemi geçişli bir fiil olan cümlede fiilin doğrudan etkilediği -i (-ı, -u, -ü) ekini almış isim, yükleme durumu, i hâli, akuzatif. Ev-i, yazı-yı vb
belirtme grubu
Tamlamalardan daha geniş kelime dizisi: Kalın bir kitabın süslü cilt kapağı bir belirtme grubudur
belirtme sıfatı
Bir ismi gösterme, soru, sayı veya belirsizlik bakımlarından belirten sıfat: Bu (kapı.) Birinci (dönem.) Kaç (öğrenci?) Hangi (ev?) Üç (çocuk) gibi
Belirtmek
işaret etmek
Belirtmek
delalet etmek
belirtmek
Açıklamak, tebarüz ettirmek: "Üzüntülerini kırgınlıklarını dudak büküp susarak belirtir."- N. Cumalı
belirtmek
Açıklamak, tebarüz ettirmek
belirtme