Our lives are determined by our environment.
- Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
They determined the date for the trip.
- Seyahat için tarihi belirlediler.
A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
- Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
First settlers were highly educated and set Puritanism as first American principle.
- İlk yerleşimciler hayli eğitimliydiler ve Püritenizm'i ilk Amerikan ilkesi olarak belirlediler.
Can you identify which coat is yours?
- Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?
Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do.
- Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
They determined the date for the trip.
- Seyahat için tarihi belirlediler.
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.