belgelenen

listen to the pronunciation of belgelenen
Türkçe - İngilizce
documented
{s} recorded as evidence, substantiated
past of to document
furnished with or supported by documents; "the first documented case of shark attack in those waters
belgele
{f} documented

There's no documented proof. - Belgelenmiş bir kanıt yok.

belgele
authenticate
belgele
documenting
belgele
document

He died soon after he received the documents. - Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü.

The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them. - Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.

belgelenen