Babylon is taken, Bel is confounded, Merodach is broken in pieces; her idols are confounded, her images are broken in pieces.
He put his arm around her waist.
- O, kolunu onun beline koydu.
The water came up to his waist.
- Su onun beline kadar geldi.
He died soon after he received the documents.
- Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü.
President Lincoln wrote all five of these documents.
- Başkan Lincoln bu belgelerin tüm beşini yazdı.
This chair has good lumbar support.
- Bu koltuğun iyi bel desteği var.
This chair has good lumbar support.
- Bu sandalye iyi bel desteğine sahip.
To determine its origin, we must go back to the middle ages.
- Onun kökenini belirlemek için orta çağlara geri gitmeliyiz.
Recently, I've been putting on a little weight around my waist. I guess it's middle-age spread.
- Son zamanlarda, belimin etrafında biraz kilo alıyorum. Sanırım bu orta yaş yayılması.
The meaning of this sentence is obscure.
- Bu cümlenin anlamı belirsiz.
His thesis doesn't make sense. To begin with, its theme is obscure.
- Onun tezi bir anlam ifade etmiyor. Öncelikle onun teması belirsiz.
Do not fail to come here by the appointed time.
- Belirlenen zamanda buraya gelmeyi ihmal etme.
It appeared that war would come.
- Savaşın geleceği belliydi.