The math homework proved to be easier than I had expected.
- Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.
You can't expect me to always think of everything!
- Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
Can you hold on a little longer?
- Biraz daha bekler misiniz?
Hold on a minute, please.
- Bir dakika bekle,lütfen.
Now, hang on a second.
- Şimdi, bir saniye bekle.
Hang on till I get to you.
- Seni alana kadar bekle.
Please wait half an hour.
- Lütfen yarım saat bekle.
Carlos waited a moment.
- Carlos bir müddet bekledi.
Students are expected to stay away from dubious places.
- Öğrencilerin şüpheli yerlerden uzak kalması bekleniyor.
The math homework proved to be easier than I had expected.
- Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.
Tom put the key in the lock and paused a moment before he turned it.
- Tom anahtarı kilide taktı ve onu çevirmeden önce bir süre bekledi.
Tom hit the pause button.
- Tom bekletme butonuna bastı.
Waiting for a bus, I met my friend.
- Bir otobüs beklerken, arkadaşımla buluştum.
We men are used to waiting for the women.
- Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
Maria awaited him, but he did not come.
- Maria onu bekledi ama o gelmedi.
Go over there, and await further instructions.
- Oraya git ve daha fazla talimat bekle.
We need to bide our time.
- Zamanımızı beklemeliyiz.
We just need to bide our time.
- Sadece uygun zamanı beklemeliyiz.
I'll wait for him for an hour.
- Onu bir saat bekleyeceğim.
Please wait for five minutes.
- Lütfen beş dakika bekle.
Maria awaited him, but he did not come.
- Maria onu bekledi ama o gelmedi.
May we look forward to receiving your order?
- Siparişinizi almayı dört gözle bekleyebilir miyiz?
We always look forward to Tom's annual visit.
- Tom'un yıllık ziyaretini her zaman sabırsızlıkla bekleriz.