He's sitting in the waiting room.
- O, bekleme odasında oturuyor.
He looked around the waiting room.
- Bekleme odası etrafına bakındı.
There is an anteroom adjoining the library.
- Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.
Please hang your coat in the anteroom.
- Lütfen ceketinizi bekleme odasına asın.