I would rather die than relinquish my virginity before marriage.
- Evlilik öncesi bekâretimden feragat etmektense ölmeyi tercih ederim.
He took her virginity when she was just nineteen.
- O sadece on dokuz yaşındayken onun bekaretini aldı.
Tom respected Mary's chastity.
- Tom Mary'nin bekaretine saygı gösterdi.
Her chastity belt set off the metal detector at the airport.
- Onun bekaret kemeri havaalanındaki metal detektörünü harekete geçirdi.