Bu hayati önem taşıyan bir konu.
- It's a matter of vital importance.
Bir gökdelendeki asansörler hayati sistemlerdir.
- The elevators in a skyscraper are vital systems.
O görev için çok önemlidir.
- She's vital to the mission.
2.30'a kadar Tom Jackson'ın ofisine gitmemiz kesinlikle çok önemlidir.
- It's absolutely vital that we get to Tom Jackson's office by 2:30.
Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
- Health and vitality are important for long life.