Eninde sonunda kim karar verecek?
- Who will ultimately decide?
Sonuçta, okula gitmeye son verdi.
- Ultimately, he ended up going to school.
Hayatınızdaki nihai hedefiniz nedir?
- What is your ultimate goal in your life?
Eğitimin nihai amacı nedir?
- What is the ultimate purpose of education?
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Tartışma şiddetli ve ahenkli ama sonuçta inandırıcı değil.
- The argument is rigorous and coherent but ultimately unconvincing.