Bu, çocuk yetiştirmek için böylesine harika bir yer olurdu.
- This would be such a great place to raise kids.
Böyle bir yerde asla böylesine güzel bir otel ummuyordum.
- I never expected such a nice hotel in a place like this.
O, daha önce hiç bu kadar korkmamıştı.
- She'd never been this frightened before.
Hiç bu kadar erken kalkmadım.
- I've never woken up this early.
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum.
- I am interested in getting a hat like this.