Bu nasıl mümkün olabilir?
- How is this possible?
O nasıl mümkün olabilir?
- How is that possible?
Onun yalan söylüyor olması mümkündür.
- It is possible that he is telling a lie.
The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
- Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
Herkesi memnun etmek olanaklı değildir.
- It's not possible to please everyone.
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
- Is it possible to travel at such a high speed?
Tom'un gelememesi muhtemel.
- It's possible Tom might not come.
Onun, o çocukken buraya gelmiş olması muhtemel.
- It is possible that he came here when he was a child.
Bu mümkün, ama olası değildir.
- It's possible, but not probable.
Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.
- Possible side effects include blurred vision and shortness of breath.
Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum.
- I see no other possible explanation.
Bunun tek bir makul açıklaması var.
- There's only one possible explanation.
Bu mümkün ama son derece düşük ihtimal.
- That's possible but highly unlikely.
algılama olmadan yaratmak imkansızdır.
- It is not possible to conceive without perceiving.
Her mümkün durumu tahmin etmek imkansızdır.
- It's impossible to anticipate every possible situation.