Yarın ara sıra sağanaklar olabilir.
- Occasional showers are possible tomorrow.
Onun için mümkün olabilir fakat ben testi asla geçemezdim.
- For him it may be possible, but I'd never pass the test.
Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.
- All of us want to live as long as possible.
Onun yalan söylüyor olması mümkündür.
- It is possible that he is telling a lie.
Herkesi memnun etmek olanaklı değildir.
- It's not possible to please everyone.
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
- Is it possible to travel at such a high speed?
Tom muhtemelen Mary'ye bunu mümkün olan en kısa sürede yapması gerektiğini söyleyecektir.
- Tom is probably going to tell Mary that she should do that as soon as possible.
Bugün Tom'un, toplantıya katılmayacağı muhtemeldir.
- It's possible Tom won't attend the meeting today.
Almanya olası bir açlıkla yüz yüze kaldı.
- Germany faced possible starvation.
Tom ve Mary kendi sorunlarına olası bir çözüm ile geldiler.
- Tom and Mary came up with a possible solution to their problem.
Bunun tek bir makul açıklaması var.
- There's only one possible explanation.
Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum.
- I see no other possible explanation.
Bu mümkün ama son derece düşük ihtimal.
- That's possible but highly unlikely.
algılama olmadan yaratmak imkansızdır.
- It is not possible to conceive without perceiving.
Çocuğun nehri yüzerek geçmesi imkansızdı.
- It wasn't possible for the boy to swim across the river.
Jones and Smith are both possible for the opening in sales.