O kravata bakım yapmak önemlidir.
- Maintaining that tie is important.
Birinin ününü sürdürmek zordur.
- It is hard to maintain one's reputation.
Kadınlar kişisel ilişkileri sürdürmek için konuşmayı kullanırlar.
- Women use talking to maintain personal relationships.
O, elinde bir kalem tutuyor.
- He held a pen in his hands.
Maçı izlerken nefesini tuttu.
- He held his breath while watching the match.
Birisi sorumlu tutulmak zorunda.
- Someone's got to be held accountable.
Kendi vücut ısılarını korumak için birbirlerine yapıştılar.
- They were stuck together to maintain their own body heat
Uygun duruş iyi sağlığı korumak için gereklidir.
- Proper posture is necessary to maintain good health.