İngilizce - Türkçe
behandlungsresistent teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- obstinate
- inatçı
Yaşlandıkça daha inatçı oldu.
-As he grew older, he became more obstinate.
İnatçıydı ama diğer yandan güvenilirdi.
-He was too obstinate, but on the other hand he was reliable.
- obstinate
- {s} dik başlı
İnsanlar seni hiç dik başlı olarak suçlar mı?
-Do people ever accuse you of being obstinate?
- refractory
- {s} (Tıp) tedavisi güç, tedaviye cevap vermeyen
- obstinate
- domuzluk etmek
- obstinate
- direngen
- obstinate
- anut
- obstinate
- iddiacı
- refractory
- karşı gelen
- refractory
- (Tıp) iyileştirilmesi zor
- obstinate
- {s} dik kafalı
Tom dik kafalı, değil mi?
-Tom is obstinate, isn't he?
Tom oldukça dik kafalı, değil mi?
-Tom is quite obstinate, isn't he?
- refractory
- tedavisi güç
- refractory
- vurdum duymaz, alakasız, inatçı
- obstinate
- {s} müzmin
- obstinate
- (Tıp) Tedaviye inat eden
- obstinate
- {s} kronik
- refractory
- refractorily inatla
İlgili Terimler
Almanca - İngilizce
behandlungsresistent teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- intractable (disease)
- obstinate
- treatment-refractory
- resistant to treatment
- refractory