O, anılarımda kaybolmaya başlamıştı.
- She had begun to recede in my memory.
Birisi kapıyı çaldığında, o tam kitabı okumaya başlamıştı.
- She'd just begun to read the book when someone knocked on the door.
Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
- My memory of her has begun to recede.
Yolculuk henüz başladı.
- The journey has just begun.
... machine learning algorithms have now begun to account for ...
... night ron has begun to eliminate ...