Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.
- The French and Indian War had begun.
Birisi kapıyı çaldığında, o tam kitabı okumaya başlamıştı.
- She'd just begun to read the book when someone knocked on the door.
Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.
- When we went to the hall, the concert had already begun.
Yolculuk henüz başladı.
- The journey has just begun.
... machine learning algorithms have now begun to account for ...
... the number of people we are adding to the planet has begun to slow. ...