Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.
- I want to see you before you go.
Uyuyakalmadan evvel sadece birkaç sayfa okumuştum.
- I had read only a few pages before I fell asleep.
Evvelki gün Amerika'ya yola çıktı.
- She left for America the day before yesterday.
Daha önce İngilizce bir konuşma yaptın mı?
- Have you made a speech in English before?
Daha önce Kyoto' yu ziyaret etti mi?
- Have you ever visited Kyoto before?
John mesleğini ailesinden daha önde tutar.
- John puts his career before his family.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Daha önce o kızla karşılaştım.
- I've met that girl before.
Önceki gün orada bıraktılar.
- They left there the day before yesterday.
Kaza, önceki gün gerçekleşti.
- The accident took place the day before yesterday.
Evvelce sarhoş oldum; daha da çok olacak gibiyim.
- I've been drunk before and likely will get drunk many more times.
Uzay teleskobu bize evreni tanımada öncesinden çok daha fazla yardım edecek.
- The space telescope will help us know the universe much better than before.
Fırtına öncesi sessizlikti.
- It was the calm before the storm.
Allah önünde bütün insanlar eşittir.
- All men are equal before God.
Kapının önünde genç bir adam şarkı söylüyor.
- A young man is singing before the door.
Önceden tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanacak kadar aptal değilim.
- I know better than to climb mountains in winter without making all necessary preparations beforehand.
Sana önceden bildireceğim.
- I'll let you know beforehand.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır.
- Planning the wedding before proposing is putting the cart before the horse.
Sami, çocuklarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koydu.
- Sami put the needs of his children before his own needs.
Bizim başkanımız şimdi eskiden olduğu kadar popüler değil.
- Our president is not as popular now, as he was before.
Eskiden kahvaltıdan önce yürüyüş yapardım.
- I used to take a walk before breakfast.
O, çok geçmeden tövbe etti.
- He came to repent before long.
Hava tahmini göre, yağışlı mevsim çok geçmeden başlayacak.
- According to the weather forecast, the rainy season will set in before long.
Genellikle bir konser öncesinde seyirciden ya telefonlarını kapatmalarını ya da sessiz moda geçmelerini isteyen bir duyuru vardır.
- Usually before a concert there is an announcement asking the audience to either turn off their phones or switch them to manner mode.
Gelecek daha öncesinden daha iyiydi.
- The future was better before.
Bahar çok geçmeden burada olacak.
- Spring will be here before long.
Umarım otobüs çok geçmeden gelir.
- I hope the bus will come before long.
Sıfır birden önce gelir.
- Zero comes before one.
Sıfır birden önce gelen şeydir.
- Zero is what comes before one.
Lütfen 2.30'dan önce gel.
- Please come before 2:30.
Görev başka her şeyden önce gelmeli.
- Duty should come before anything else.
George Washington bir gün önce geldi.
- George Washington arrived the day before.
Bir gün önce kaybettiğim kitabı buldum.
- I found the book which I had lost the day before.
More than ever before, consumers are desiring for ‘greener’ products.
Scars have been with us since well before the first man cut his finger on a flint knife.
rfhtfghfg.
An entrepreneur puts market share and profit before quality, an amateur intrinsic qualities before economical considerations.
He stood before me.
The period before us looks grim because of the economical crisis.
In alphabetical order, cat comes before dog, canine before feline.
I've never done this before.
The case laid before the panel aroused nothing but ridicule.
He died previous to my arrival.
- He died before I arrived.
I think you should finish mowing the lawn before dark.
You have to be careful in that area. They'll have your wallet before you can say Jack Robinson.
The meeting may be peaceful now, but this is only the calm before the storm.
Mr. Schumer said that the idea of agreeing to a date for a vote before the committee had held hearings was to put the cart before horse..
Just because you did well in your exams doesn't mean you can stop working. Pride comes before a fall.
... will be philosophies, it will be better thinking than the thinking that came before. ...
... you type, the results are arriving before you've even ...