Onun korkunç olduğunu düşündüm.
- I thought it was awesome.
Bu gerçekten oldukça korkunç görünüyor.
- That really sounds quite awesome.
Parlak bir düşüncem vardı.
- I had a brilliant idea.
Parlak bir gelecek onun önünde uzanıyor.
- A brilliant future lay before him.
Sen görkemli bir iş yaptın.
- You've done a brilliant job.
Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
- The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.