becerileri

listen to the pronunciation of becerileri
Türkçe - İngilizce
capabilities
The resources, both financial and organizational, that can be brought to bear in pursuit of strategies
A company's distinctive competencies to do something well and efficiently p 663
How well a piece-of hardware or software can perform its function(s); for example, a modem may transmit data at 33Kbps;a digital camera may-capture images with 1200 x 800 pixel resolution
¾ These data describe the list or range of configurable values for each hardcopy, configuration datum ¾ for example, a list of supported paper sizes For more information, see Appendix D, "Hardcopy "
are repeatable patterns of action in the use of assets to create, produce and/or offer products to a market
plural of capability
beceri
{i} ability

He acquired the ability to speak English. - İngilizce konuşma becerisi kazandı.

He has confidence in his ability. - Becerisine güveniyor.

beceri
feat
beceri
{i} ingenuity
beceri
facility
beceri
knack

I have the knack for learning languages. - Benim dilleri öğrenmek için becerim var.

beceri
handiwork
beceri
craft
beceri
dexterity

Playing the piano requires manual dexterity. - Piyano çalmak el becerisi gerektirir.

beceri
{i} wizardry
beceri
science
beceri
artistry
beceri
(Ticaret) proficiency
beceri
know-how
beceri
flair
beceri
cunningness
beceri
attainment

He had scientific attainments, but he didn't even know it. - Onun bilimsel becerileri vardı ama o bile onu bilmiyordu.

beceri
drive
beceri
agility
beceri
accomplishments
beceri
asset
beceri
competence
beceri
artifice
beceri
skill

This course teaches basic skills in First Aid. - Bu kurs İlkyardımda temel becerileri öğretir.

He developed his English skill while he was in America. - Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.

beceri
trick
beceri
savoirfaire
beceri
attainments

He had scientific attainments, but he didn't even know it. - Onun bilimsel becerileri vardı ama o bile onu bilmiyordu.

beceri
address
beceri
artfulness
beceri
resource

Tom is quite resourceful, isn't he? - Tom oldukça becerikli, değil mi?

Tom is very resourceful, isn't he? - Tom çok becerikli, değil mi?

beceri
sports being in shape
beceri
adroitness
beceri
talent, skill
beceri
cunning
beceri
ingeniousness
beceri
savoir faire
beceri
finesse
beceri
accomplishment
beceri
art

I have absolutely no artistic skills. - Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.

beceri
skill, ability, competence, faculty, facility; dexterity; agility
beceri
faculty
beceri
know how
beceri
deftness
beceri
knowhow
beceri
{i} sleight
beceri
stunt
futbol becerileri
footballing skills
temsil becerileri
(Pisikoloji, Ruhbilim) representational skills
Türkçe - Türkçe

becerileri teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Beceri
abay
beceri
Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet
beceri
Vücudun, yapılması güç alıştırmalara yatkın olması durumu
beceri
Zihinsel ya da fiziksel bir işi yapma yetisi
beceri
Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, maharet
becerileri