Japanese women carry their babies on their backs.
- Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.
Babies crawl before they walk.
- Bebekler yürümeden önce emeklerler.
The baby cried all night.
- Bebek tüm gece ağladı.
The baby ceased crying.
- Bebek ağlamayı kesti.
The young woman was carrying an infant in her arms.
- Genç kadın kollarında bir bebek taşıyordu.
Infants are subject to diseases.
- Bebekler hastalıklara karşı eğilimlidir.
Cookie was raised by Kate.
- Bebek Kate tarafından yetiştirildi.
My sister made me a beautiful doll.
- Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.
My brother gave me a cute baby doll.
- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
The babies are suckling.
- Bebekler süt emerler.
As innocent as a babe unborn.
- Doğmamış bir bebek kadar masum.
When I last saw Tom he was just a babe in arms.
- Tom'u son gördüğümde daha el kadar bebekti.