beautiful; having an inner beauty; delightful and charming; wonderful

listen to the pronunciation of beautiful; having an inner beauty; delightful and charming; wonderful
İngilizce - Türkçe

beautiful; having an inner beauty; delightful and charming; wonderful teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

lovely
{s} güzel

Her nezaman böyle güzel bir yağmurumuz olsa, ben yıllar öncesini, ikimizi hatırlıyorum. - Whenever we have such lovely rain, I recall the two of us, several years ago.

Meg'in güzel bir yüzü var. - Meg has a lovely face.

lovely
{s} sevimli

O sevimli genç bir adam. - He's a lovely young man.

Ne sevimli bir bahçe! - What a lovely garden!

lovely
sevgili

Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim. - And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.

lovely
sevilir
lovely
şeker
lovely
hoş

Erkekler hoş kadınları sever. - Men like lovely women.

Hoş bir gece geçirdim. - I had a lovely night.

lovely
harika
lovely
nefis
lovely
{s} şirin
lovely
ÇOK ŞEKER
lovely
sevimlilik
lovely
lovelinessgüzellik
lovely
hoş/sevimli
İngilizce - İngilizce
{s} lovely
beautiful; having an inner beauty; delightful and charming; wonderful