beach book bread butter khaieb albahr ktab khoubz zabda

listen to the pronunciation of beach book bread butter khaieb albahr ktab khoubz zabda
İngilizce - Türkçe

beach book bread butter khaieb albahr ktab khoubz zabda teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

bad
{s} rahatsız

Kötü koku beni rahatsız etti. - The bad smell sickened me.

Tom beni rahatsız etmeyi bırakmadı. - Tom wouldn't stop badgering me.

bad
{s} sert

Benim kötü bir sert ensem var. - I have a bad stiff neck.

bad
{s} sahte

Sahte para her zaman geri gelir. - Bad money always comes back.

Sahtekâr olma konusunda kötü bir üne sahiptir. - He has a bad reputation of being dishonest.

bad
{s} kem

Tom emniyet kemerini takıyor olsaydı o kadar kötü yaralanmazdı. - If Tom had been wearing his seat belt, he wouldn't have been injured so badly.

bad
{s} terbiyesiz

Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir. - It's bad manners to talk during a concert.

Japonya'da trenlerde ve otobüslerde yemek yemek terbiyesizliktir. - It's bad manners to eat on trains and buses in Japan.

bad
çürük

Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük. - Tom's face is badly bruised.

Sepetteki bir çürük elma bütün sepeti çürütür - One bad apple spoils the barrel.

bad
neşesiz
bad
değersiz
bad
{i} şanssızlık
bad
{s} kötü, ahlaksız
bad
kifayetsiz
bad
pişman
bad
şiddetli
bad
zararlı

Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır. - Drinking on an empty stomach is bad for your health.

Her gün balık yemek sizin için zararlı mı? - Is eating fish every day bad for you?

bad
hasta

Hastane yemeği olmasını beklediğimiz kadar kötü değil. - The hospital food wasn't as bad as I expected it to be.

Annem kötü bir soğuk algınlığından dolayı hasta. - My mother is sick with a bad cold.

bad
be bad at something bir şeyi becerememek
bad
{s} kötü, niteliksiz; hatalı
bad
nahoş
bad
{s} ciddi, vahim
bad
yanlış

Aşağılık kompleksleri hakkında kötü şey onlara yanlış insanların sahip olması. - The bad thing about inferiority complexes is that the wrong people have them.

Onların yeteneğiyle ilgili yanlış bir şey yoktu, o sadece maliyet performansı kötü olan her bir ünite için giderin çok yüksek olmasıydı. - There was nothing wrong with their ability, it was just that the expense for each unit was so vast that the cost performance was bad.

İngilizce - İngilizce
bad
beach book bread butter khaieb albahr ktab khoubz zabda