Yağmur ormanın üzerine sessizce düştü.
- The rain fell soundlessly upon the jungle.
Sendika üzerine yaptırımlar uygulanması uygunsuz.
- It is improper to impose sanctions upon the union.
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?
- What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?
Radyonun sesi kulaklarımızın üzerinde patladı.
- The blare of the radio burst upon our ears.
Beyaz Rusya Devlet Başkanı Alexander Lukashenko Alexei Dudarev'i doğum günü hususunda tebrik etti.
- Belarusian President Alexander Lukashenko congratulated Alexei Dudarev upon his birthday.
Place the book upon the table.
He was set upon by the agitated dogs.
The clock struck noon, whereupon the students proceeded to lunch.
... instead stumbles upon chemistry that can bring sudden death. ...
... lt's also the staple crop upon which civilization depends. ...