O asla şaraba dokunmadı.
- He never touched wine.
Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.
- When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.
Tom müteessir görünüyordu.
- Tom seemed to be touched.
Tom, Mary'nin onun hakkında üzgün olmasından etkilenmişti.
- Tom was touched that Mary was worried about him.
... TEDDY, YOU'VE HARDLY TOUCHED YOUR LIVER AND ONIONS. ...
... has touched all of our lives, and that is the electromagnetic force. ...