Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
- Bill dived into the river to save the drowning child.
Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
- Bill dove into the river to save the drowning child.
Tom para biriktirmek için bir yol arıyor.
- Tom is looking for a way to save money.
Tom para biriktirmek için yapabileceği her şeyi yapar.
- Tom does everything he can to save money.
Tom yanan bir binadan bir çocuğu kurtarmaya çalışırken öldü.
- Tom died trying to save a child from a burning building.
Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
- Bill dove into the river to save the drowning child.
Bu mektupları saklamak gerçekten gerekli mi?
- Is it really necessary to save these letters?
Bunu özel bir durum içim saklamak istedim.
- I wanted to save this for a special occasion.
Sanırım doğayı korumak için herkes çaba göstermek zorunda.
- I think that everyone has to make efforts to save nature.
Greenpeace çevreyi korumak için büyük bir mücadele veriyor.
- Greenpeace is fighting an uphill battle to save the environment.
Oyunu kaydetmek ister misiniz?
- Would you like to save the game?
Sana biraz zaman kazandırmak için bir yolum olduğunu düşünüyorum.
- I think I have a way to save you some time.
Şu anda evliliğimi yalnızca bir çocuk kurtarabilir.
- At the moment only a child can save my marriage.
Tom için biraz kek ayırmak isteyebilirsin.
- You might want to save some cake for Tom.
Mumlar yakın, güzel çarşaflar kullanın, fantezi iç çamaşırı giyin. Özel bir gün için saklamayın. Bugün özeldir.
- Burn the candles, use the nice sheets, wear the fancy lingerie. Don't save it for a special occasion. Today is special.
Bu mektupları saklamak gerçekten gerekli mi?
- Is it really necessary to save these letters?
Tom Mary'nin kaydetme dosyalarını sildi.
- Tom deleted Mary's save files.
Dökumanı kaydetmedim.
- I didn't save the document.
Aylığımın dışında, birkaç dolar biriktirmeye başladım.
- Out of my salary, I had begun to save a few dollars.
Biri hariç tüm işçiler eve gitti.
- All the workers went home save one.
Pazar hariç her gün çalışırım.
- I work every day save Sundays.
Dosyayı hangi klasöre kaydettin?
- In which folder did you save the file?
Tom Mary'nin kaydetme dosyalarını sildi.
- Tom deleted Mary's save files.
Zaman kazanmak için bilgisayar kullandık.
- We used the computer in order to save time.
Zaman kazanmak için ne yapmalıyım?
- What should I do to save time?
Başkan enerji tasarrufu yapmak için herkesi aradı.
- The President called on everyone to save energy.
Barıştan başka hiçbir şey dünyayı kurtaramaz.
- Nothing but peace can save the world.
Zamandan tasarruf etmek için bir bilgisayar kullandım.
- I used a computer in order to save time.
Birçok çiftçi kuraklık sırasında beslenme maliyetlerinde tasarruf etmek için kendilerini stoktan mahrum bırakmak zorunda kaldılar.
- Many farmers had to divest themselves of stock during the drought to save on feeding costs.
The goaltender made a great save.
The giant wrestler continued to beat down his smaller opponent, until several wrestlers ran in for the save.
Only the parties may institute proceedings, save where the law shall provide otherwise.
The game console can store up to eight saves on a single cartridge.
... Cloud Save enables you to save user data across devices like ...
... The first new Google Play game services API is Cloud Save. ...