Tom gelecek vaadeden genç bir adamdır.
- Tom is a promising young man.
Tom gelecek vaadeden bir öğrenci.
- Tom is a promising student.
Sami umut veren bir kardiyologdu.
- Sami was a promising cardiologist.
O, umut verici genç bir adamdır.
- He is a promising young man.
O, şimdi en umut verici yazarlardan biri olarak tanınmaktadır.
- Now he is recognized as one of the most promising writers.
Bunu söz verdiğimi hatırlamıyorum.
- I don't remember promising that.
Bana ne söz veriyorsun?
- What are you promising me?
O oldukça ümit verici görünüyor, değil mi?
- That sounds quite promising, doesn't it?
O geleceği parlak bir genç.
- He is a promising youth.
O geleceği parlak bir öğrenciydi.
- She was a promising pupil.
... After a promising career in financial services, Robert was, ...