Tom hazırlanmak istedi.
- Tom wanted to be prepared.
Biz hareket etmek için hazırlanmak zorundayız.
- We've got to be prepared to act.
O, çok kısa bir sürede yemeği hazırladı.
- She prepared the meal in a very short time.
Tom sınav için iyi hazırlandı.
- Tom was well prepared for the exam.
Her önceden iyi hazırlanmış.
- Everything was prepared well in advance.
Hazırlanmış olsan iyi olur.
- You'd better be prepared.
Tom hazırlanmak istiyor.
- Tom wants to be prepared.
Biz hareket etmek için hazırlanmak zorundayız.
- We've got to be prepared to act.
Toplantı için dikkatlice hazırlandı.
- He prepared carefully for the meeting.
İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
- Rebel forces prepared to fight.
Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.
- Tom prepared dinner by himself.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
Acil bir durum için hazırlıklı olmalısın.
- You must be prepared for an emergency.
Hazırlıklı olmak zorundayız.
- We have to be prepared.
The journalist interviewed an eye-witness who was not prepared to disclose his identity.
... are prepared to do a great job and have shown incredible ...
... prepared for the spring after this strongest five-year stretch a farm ...