Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.
- The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda, eve geri dönüş yolunu asla bulmayacaksın.
- You'll never find the way back home, through narrow streets of cobblestone.
Bu geçit daralmaktadır.
- That gap is narrowing.
Onu epeyce daralttığını söyleyebilirim.
- I'd say that narrows it down quite a bit.
Listeyi daraltmanın bir yolunu bulmak zorundayız.
- We have to find a way to narrow down the list.
Tom dar görüşlü, değil mi?
- Tom is narrow-minded, isn't he?
Dar görüşlü olduğumu sanmıyorum.
- I don't think I'm narrow-minded.
a narrow hallway.
The road narrows.
... with nato allies to carry out to narrow missions ...
... traffic from invading its narrow streets so it's a better enjoy the chill ...