Sanık hakim ile romantik biçimde bağlıydı.
- The accused was romantically linked with the judge.
Nişasta bozulması bir Sirkadyen saate bağlıdır.
- Starch degradation is linked to a Circadian clock.
Tom bloğundan benim siteme bağlandı.
- Tom linked to my website from his blog.
Bu siyasetçi bir yolsuzluk skandalıyla bağlantılı olduktan sonra istifa etti.
- This politician resigned after being linked to a corruption scandal.
Olaylar yakından bağlantılı idi.
- The events were closely linked.
Olaylar yakından bağlantılı idi.
- The events were closely linked.
Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.
- These sentences are not directly linked.
... something of value to you that is inextricably linked, because that is extricably linked, ...
... We created a vast network that linked empires, ...