Fransızca konuşabilip konuşamaman bu konuşmayla tamamen alakasız.
- Whether you're able to speak French or not is completely irrelevant to this conversation.
Tom'un söylediği genellikle alakasız.
- What Tom says is often irrelevant.
Fikriniz ilgisiz olmaya devam ediyor.
- Your opinion continues to be irrelevant.
Neyin ilgisiz olduğuna karar vereceğim.
- I'll decide what is irrelevant.
Düşündüğün şey konu dışı.
- It is irrelevant what you think.
Tom'u sevip sevmemen konu dışı.
- Whether you like Tom or not is irrelevant.
Başka her şey önemsiz.
- Everything else is irrelevant.