İstediğim bir kız arkadaşımın olması değil, ben sadece aşık olmak istiyorum.
- It's not that I want to have a girlfriend, I just want to be in love.
İstediğim bir kız arkadaş değil, ben sadece aşık olmak istiyorum.
- It's not that I want a girlfriend, I just want to be in love.
Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
- But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
Genç çift çok kısa sürede birbirlerine âşık oldu.
- The young couple fell in love with each other very soon.
Tüm kızlar Tom'a âşık olmuş gibi görünüyor.
- All the girls seem to have fallen in love with Tom.
Peter o kıza aşık olmuştu.
- Peter had fallen in love with that girl.
Romeo was in love with Juliet.
I'm not exactly in love with the idea of having to start again from scratch.
Isn't it nice to see two people in love?.
... But just because I love the constant style evolvement ...
... I love it. ...